17.10.14

Hayatı








Şeyh Ahmed Yasin Hz (12)
Ahmed Yasin Hz.leri 18.10.1960 tarihinde Türkiye/Bursa Anadolu topraklarında dünyaya gelmiştir, nesebi hem anne hem de baba tarafından Buhara'ya Şahı Nakşibendi Hazretlerine dayanmaktadır. Peygamber Efendimizin (SAV) pak neslinden gelen ve Nakşibendi Tarikatına bağlı ilimle uğrasan bu aile, önce Buhara'dan Konya'ya, daha sonra Osmanlı döneminin dini tebliğ ve tasavvuf ilmini temsil için Bulgaristan'a göç etmiştir. Cumhuriyet dönemine kadar devam eden bu ikamet süreci Bulgaristandaki Türklerin tarihte görülmemiş bir zulme maruz kalmasıyla, 1951 senesinde anne ve babalarının Türkiye'ye göç etmesiyle sona ermiştir. Bir Evliyaullahın da oradan çıkması sebep olması gerekir ki Evliya diyarı Bursaya yerleşirler.

Babaanneleri Seyide Hatun çok saliha bir kadındı. Çevresinde dini bütün ve iffetli biri olarak bilinirdi. Bir gün hem yemek pişirir hem de Ahmed Yasin Hz.nin babasını yıkarlarken, bilinmeyen bir sebeple ocaktaki ateş tüter ve Seyide Hatunun üzeri tutuşmaya başlar. Kayın biraderleri ve öz kardeşleri evin avlusunda bulunduklarından, o haliyle namahreminin görülmemesi ve sesinin namahrem tarafından duyulmaması içn evde yanarak Hakkın Rahmetine kavuşur. Bu yüzdendir ki Ahmed Yasin Hz.nin Anne ve Babası Türkiye'ye geldiklerinde soy isimleri sorulduğunda "Yanar" derler.

 

Çocukluk dönemleri Bursa'da geçer. Emsalleri oynarlarken, kendisi bir yandan ailesini geçindirmek için çalışır, diğer yandan boş vaktini zahiri ilimlerini tamamlamak için Kur'an kurslarında geçirir. 12 yaşına kadar Bursa'da kalır ve Babaları ile birlikte Almanya'ya giderler. Kendisini manevi bir boşlukta hisseden Ahmed Yasin Hz. orada az sayıda bulunan hocaları bulup zahiri ilmini tahsile devam eder.


  1980 yılında 18 yaşında iken Muhammed Raşid Hz. nin Almanya'da görev yapan bir vekili ile tanışır. Bir cuma gecesi vekil Muhammed Raşid Hz.ni anlattıkça daha tövbe almayan Ahmed Yasin Hz.nin keşfi açılır ve hakikatleri görmeye başlar.

  Baktığı her yerde Muhammed Raşid Hz.ni görür. Tövbesini aldıktan itibaren cezbeyi Rahmana kapılır ve o hal üç yıl devam eder.


Şeyh Ahmed Yasin Hazretleri 20'li yaşları, Hac vazifesinde
(En ön ,soldan ikinci)
Ecdadının vazifesini üstlenip dünyanın bir çok ülkesine Dini tebliğ ve Tasavvuf ilmini yaymak için gider. Dünyanın her kıtasına giderek oradaki Müslümanları irşad eder. Gittiği yerlerde dergahların açılmasına vesile olur. Amerika, güney Afrika, Bosna Hersek, Makedonya bunların sadece birkaç örneğidir. Son olarak bulunduğu Mönchengladbach şehrinde, Muhammed Raşid Hz.nin de 20 yıl önceden haber verdiği Avrupa'nın merkezi olacak dergahını Amca oğlu Ünal Efendi'nin de maddi ve manevi yardımları ile açar. Yanındaki sofilerle beraber canla başla çalışıp eski bir fabrika dergah haline getirilir.


 2000 yılında yaptığı Umre'de Rasulallah (SAV) 'e sığınır. Ve kısa bir zaman sonra Allah-u Teala Üsküdar'daki Şeyh Molla Yahya Hz. ni kendisine gönderir. Her bağlandığı şeyhlerdeki gibi bu Zatta da çok kısa bir sürede Seyri sülukunu yeniden bitirir. Aynı zamanda Şeyhinden ilim ve irfan öğrenir. 4 yıl kadar o Zat'daki terbiyesini gördükten sonra Aralık 2004 de verilen işaret üzere Zamanın Gavsı Olan Sultan Evliya Şeyh Muhammed Nazım el-hakkani el-Kıbrisi Hz.ne zahiri ve batıni ilmini tamamlamak ve son noktayı koymak için bağlanır. Bu Zat'a bağlanması yıllarca edindiği tecrübelerinin ve birikimlerinin bir patlaması olur adeta. Şeyh Nazım Hazretleri 12 tarikatın piri olması sebebiyle, Ahmed Yasin Hz.'nede 12 tarikatın ilmi ile terbiye edip öğretmesi için izin verilir.

1983 senesinden 2001 senesine kadar 17 defa Hacca gitmiş ve 7 defa da Allah'ın izni ve Rasulallah'ın bereketi ile umresini yapmıştır. Mekke ve Medine dahil olmak üzere, zamanındaki çoğu şeyhlerle görüşmüş ve en çok da Şeyh Nazım Kıbrısi Hz.'den etkilendiğini ve manevi menfaat gördüğünü anlatmıştır. Ahmed Yasin Hz.nin vaiz ve sohbetlerini zevk ile dinleyen bir çok insan, aşk ve muhabbet deryalarında, Sadat-ı Nakşibendi'den feyizler almıştır. Abdulkadir Geylani Hz.leriyle manevi bir bağı olduğu, devamlı sohbetlerinde ondan bahsetmesinden anlaşılır.

 
  "Bugün maddi ve manevi neye sahipsem Şeyh Nazım Hazretlerine borçluyum... "
Ahmed Yasin Hz.


Şeyh Nazım Hazretleri'nin Hakk'a yürümesiyle birlikte, aldığı icazet doğrultusunda kendi yolunu kurmuş, ihvanlarına ve yoluna Bursevi denilmiştir.






Ahmed Yasin Hz. Müridin vasıfları kendine sorulduğu zaman Şöyle demiştir:
"Mürid toprak gibidir. Kötü olan her şey ona atılır. Fakat ondan ancak güzel şeyler biter.
O yeryüzü gibidir. İyiside kötüsü de onu çiğner.
O güneş gibidir. Her yeri aydınlatır.
O bulut gibidir. Her şeyi gölgelendirir.
O yağmur gibidir. Her yeri sular."


Rabbü'l-Alemin hepimizi Kur'an'a ve sünnete sarılmayı nasip ve müesser eylesin.
Hamd Allah'a salat ve selam O'nun Resulü'ne, dünya ve ahiret saadeti müminlerle olsun.
Amin.

 

© 2014 ANKA. Copyright © Her Hakkı Saklıdır.Bu sitedeki bütün yazı ve görsellerin her türlü telif, fikri mülkiyet hakları site sahibine aittir.Bize ulaşın