18.10.14

Menkıbeleri









Sultanımız Şeyh Ahmed Yasin Hazretleri'nin Minik Sofisine Kerameti

şeyh ahmed yasin bursevi menkıbesi kerameti


Yunuseli Dergahı yeni yapılmaktaydı. Sultanımız kat'iyyen durmaz, toprak kazar, tuğla taşır her türlü hizmette bizzat kendi bulunurdu. Yazın ilk sıcaklarının başladığı bir Haziran günüydü, Şeyh Ahmed Yasin Efendi traktör üzerinde tüm gün çalışmıştı. Öyle ki güneşten yanmış, terden sırılsıklam olmuştu. Soluklanmak için erkeklerin çay ocağına geldi. Yanında vekili de bulunmaktaydı. Mübarek alınlarından ter akıyordu, dolapta da su yoktu. O sıra Sultanımızın minik kız sofisi (ismini veremiyoruz) gördü bu halini. Mutfaktaki teyzeleri bulgur almak için onu markete yollamışlardı. Haline çok üzüldü, üstü başı toprak olmuştu, yorulmuştu.

 Ne yapacağını bilemedi. Teyzeleri ondan bulguru acil istiyorlardı. Boynu bükük koşa koşa markete gitti. Verdikleri para dışında cebinde bir kaç lira harçlığı da vardı. Acilen bulguru aldı. Sonra gazozların bulunduğu dolaba yöneldi. Cebinden parasını çıkarıp saydı, tüm harçlığı iki gazoz almaya yetiyordu. Bir Şeyh Efendiye bir de vekil abisine gazoz alacaktı. Ama durdu. Acaba hangisinden almalıydı, eli önce çamlıca gazozuna gitti, sonra diğer markalara. İçinden bir ses "Uludağ cam şişe al" dedi. İki tane Uludağ cam şişe gazoz aldı.Heyecanla parayı çabucak ödedi. Koşarak Yunuseli meydandan geliyordu ki yolda arabanın içinde Vekil abisini evine giderken gördü. Üzüldü, gözleri doldu. Vekil abisi gittiyse mutlaka Sultan Hazretleri de evine çıkmış olmalıydı. Doğru ya! Hem sıcaktı, hem de Efendisi yorgundu. Yetişememişti işte! Üzgün üzgün adımlarını yavaşlattı. 

Tam köşeden dergaha dönmüştü ki Aman Allahım! Heryecandan elindekileri düşürecekti. Şeyh Ahmed Yasin Hazretleri dergahın dışına çıkmış ona gülümsüyordu. Koşarak gitti yanına, " Heh geldin mi kızım bende seni bekliyordum" dedi. Küçük kız gülümseyerek "size gazoz aldım Efendim" dedi. Sultan, "Uludağ gazoz aldın dimi, çok severim. Küçükken fabrikasına giderdim ben hep, oradan kasa kasa alır sokakta satardım." dedi. Küçük kız elleri titreyerek poşetten gazozu çıkardı. Sultan Hazretleri " hadi bana aç da içeyim" dedi. Kız koşarak çay ocağındaki abilerinden açacak istedi. Abileri açtı, tam su bardağına koyacaklardı. "HAYIIR!" diye bağırdı. "Asla vermem, Sultanım öyle sevmiyor!" Hemen ellerinden kaptı, Sultanına, Efendisine götürdü. Şeyh Efendi gülümsedi, "Aferin sana kızım, ben bardağa konulmasını sevmem" dedi. O minik kız, o gün gazozun kapağını alıp sakladı. Diğer gazozun akibeti ne mi oldu, onuda sıkı sıkı tembihledi, Sultanımın bir daha ki gelişine bunu vereceksiniz! diye ve çay ocağına bıraktı.




 

© 2014 ANKA. Copyright © Her Hakkı Saklıdır.Bu sitedeki bütün yazı ve görsellerin her türlü telif, fikri mülkiyet hakları site sahibine aittir.Bize ulaşın